NAD+ Yaşlanma Karşıtı IV Terapi programı, optimum gençleşme faydaları sağlamak için tasarlanmıştır.
Nikotinamid-Adenin-DinukleoFd-Hydrid’in kısaltması olan NADH, ayrıca Koenzim 1 olarak da tanınmaktadır. NADH, hidrojenin biyolojik şeklidir ve her hücrede mevcut oksijen ile, enerji ve su oluşturarak reaksiyona girer. Bir hücrede ne kadar çok NADH mevcutsa, hücre o kadar çok enerji üretir, o kadar iyi işlev gösterir ve o kadar uzun yaşar.
NADH, hayvanların ve bitkilerin tüm canlı hücrelerinde mevcuttur. Bu yüzden NADH günlük besinlerimizde, en çok da ette ve balıkta bulunur. Buradan sadece çok düşük miktarlar besinden alınır, çünkü asitli mide özsuyu vasıtasıyla NADH hemen ayrıştırılır.
NADH – yaşlanmayı geciktirici etkiye sahip tek madde;
Tüm insanlar daha uzun yaşamak ve bu esnada yaşlanmamak ister. Yaşam kalitesi de sürekli iyileşmelidir. Modern toplumun bu arzusuna Anti-Aging parolası ile yanıt verilmektedir. Önemli olan soru şu: Hücreleri daha uzun canlı tutan maddeler var mı?
Evet, var.
Her hücredeki enerji deposu ATP, yani Adenozin Tri Fosfat. Hücredeki ATP seviyesi belirli bir kritik değer altına düşerse, hücre yok olur. Bir hücrede ne kadar çok ATP varsa, hücre o kadar iyi çalışır ve o kadar uzun yaşar. Bu yüzden belirleyici olan soru: Bir hücredeki ATP miktarı artırılabilir mi?
Bunun yanıtı: Evet, NADH ile. Bu, Graz Üniversitesi’nin araştırmaları vasıtasıyla kanıtlanmıştır. Kalp hücreleri NADH ile ikame edildiğinde, hücrelerdeki ATP konsantrasyonunda bir artış oluşur. Bunlar ayrıca daha iyi bir viyabilite, yani yaşama kabiliyeti gösterirler. NADH’nin aynı şekildeki ömür uzatan etkisi insansal eritrositlerde de kanıtlanmıştır.
NADH‘nin fizyolojik fonksiyonları;
NADH, çok sayıda fizyolojik fonksiyonu yerine getirir ve binden fazla metabolizma işlemine iştirak eder. NADH’nin (Koenzim 1) en önemli fizyolojik fonksiyonları devamda kısaca tarif edilmektedirler.
NADH kalp hücrelerindeki enerjiyi artırır. Hücre içinde daha fazla NADH, daha fazla ATP sağlar. Böy- lece hücre daha fazla enerjiye sahip olur ve daha iyi çalışır ve daha uzun süre canlı kalır.
NADH DNA hasarlarını tamir eder ve zarar görmüş hücreleri yeniler. Hücreleri ayrıca radyoaktif ışınlar, çevre-tok- sinleri, ilaçlar, kimyasallar ve başka zehirli maddeler gibi zararlı etkilerden de korur.
NADH özellikle güçlü bir antioksidandır. ABD’den biyokimyacı ve antioksidan uzmanı Dr. Richard A. Passwater, yazarın “NADH – e Energizing Coenzyme” kitabına yazdı- ğı önsözde şöyle diyor: “İnsan organizmasında, en önemli molekül veya en anlamlı antioksidan olarak tanımlanabilecek hiçbir madde yoktur, fakat NADH, tek bir madde için mümkün olabilecek kadar bu kavrama yakınlaşmaktadır. NADH, en anlamlı koenzimdir. Hücre metabolizması içinde düşürme ve oksidasyon işlemlerini teşvik eder ve en önemli antioksidandır.”
NADH bağışıklık sistemini güçlendirir İnsanın bağışıklık savunması, hücresel ve salgısal sistemden meydana gelir. Birincisi, özel beyaz kan hücrelerinin, T-lenfositlerinin, B-lenfositlerinin ve makrofajların faaliyetine dayanır. Diğeri, kanda devridaim eden antikorlara ilişkindir. Berlin Üniversitesi’nde yapılan bir araştırmada, NADH’nin, interlökin-6’nın biyo-sentezini, dozaja bağlı olarak normal konsantrasyonun birkaç katı şeklinde teşvik ettiği kanıtlanmıştır. Bir dizi yayın, interlökin-6’nın (IL-6), sinir hücrelerinin farklı hasarlarında nöro-koruyucu bir etkiye sahip olduğuna dikkat çekerler. Alzheimer, Parkinson ve Multiple Skleroz gibi nöro- dejeneratif rahatsızlıklarda, interlökin konsantrasyonu azalmış görünür. Bu eksiklik, NADH ile giderilebilir.
NADH dopamin ve serotonin üretimini artırır. Dopamin, tüm cinsel işlevlere, özellikle cinsel arzuya, libidoyayönelik önemli bir etkiye sahiptir. Dopamin ayrıca prolaktin salgılanmasını ve iştahı azaltır. Kandaki dopamin seviyesi ne kadar yüksekse, iştah o kadar düşüktür. Dopaminin büyüme hormonu üzerine olumlu etkisini de belirtmek gerekir. Hücre ve dokuların yenilenmesi için anahtar bir rolü olduğu kabul edilir. NADH’nin dopamin artırıcı bir etkisi, yalıtılmış sinir hücrelerinde kanıtlanmıştır.
Sinir hücreleri, NADH’li kültür ile inkübe edildiklerinde, dozaja bağlı olarak dopamin biyosentezinin, altı katına kadar daha yüksek bir değerde bir artışı tespit edilir. Bu sonuç, Paris’teki bir üniversitede yapılan bir araştırma vasıtasıyla onay- lanmıştır. Paris’teki araştırmacılar, 4 hafta boyunca sıçanlara günlük olarak NADH enjekte etmiş ve 4 haftalık tedavi süresi başında ve sonunda, beynin belirli bölgelerinde dopamin ve noradrenalin konsantrasyonlarını belirlemişlerdir. NADH verdikten sonra, muayene edilen beyin bölgelerinde yaklaşık % 40 daha yüksek bir dopamin ve adrenalin konsantrasyonu tespit etmişlerdir. Sağlıklı insanlarda da NADH, kandaki dopamin seviyesinde bir artış sağlamıştır.
NADH Nitroksit (NO) üretimini teşvik eder ve böylece tüm organların, özellikle kalbin ve beynin kan dolaşımını iyileştirir. Nitroksit (NO), bir nörovericinin özelliklerini yerine getirir. Bu işleviyle bağışıklık sistemine tesir eder ve hasarlı kan damarlarını yatılan ve böylece bir kanamayı durduran trombositlerin kümelenmesini engeller.
Sağlıklı insanlarda bedensel performansın artırılması için NADH
Sağlıklı insanlarda bedensel performansın arttırılması için NADH Birkaç yıl önce, Brünn Üniversitesi ile işbirliği yapılarak Çek bisiklet yarışçılarına günlük 10 mg NADH verilmiştir. Vital kapasite, oksijen alımı, kandaki laktat değerleri ve reaksiyon süresi, NADH’nin günlük olarak alınmasından sonra başlangıçta ve 4 hafta boyunca ölçülmüştür. NADH’nin alınmaya
başlamasından 1 ay sonra oksijen alımı ve laktat seviyesi belirgin şekilde daha iyiydi ve atletler belirgin şekilde kısaltılmış bir reaksiyon süresine sahiptirler.
Devamdaki parametreler araştırılmıştır:
maksimum aerob kapasite (spiroergometri)
NADH, üniversite ve ilköğrenim ve lise öğrencilerine yardımcı- dır. Öğrencilerde dikkat dağınıklığı son yıllarda hızla artmıştır. Konsantre olma yetisi çoğu gençte artık mevcut değildir. Bu, beyindeki adrenalin ve dopamin seviyesi ile ilişkilidir. Eğer bu seviye fazla düşükse, dikkat düşüyor. Bu rahatsızlık birkaç yıldır dikkat eksikliği hiperaktivite sendromu olarak tanımlanmaktadır. Kanıtlayabildiğimiz üzere, NADH, öğrencilere, daha uzun süreli olarak çalışma ve böylece performanslarını iyileştirme imkanı vermektedir.
Bu araştırmadan çıkarılacak sonuç, uykusuz 24 saat sonunda iki NADH’ın emilmesinin, beyni, NADH olmadan iyi uyunmuş bir geceden sonraya göre yaklaşık dört kat daha iyi çalıştırmasıdır.
Jetlag, birkaç zaman dilimi üzerinden uçulduğunda ortaya çıkan durumdur. Böylece gün ve gece ritmi bozulur. Bu, kendisini genel bir yorgunluk, bitkinlik, bozuk uyku ritmi, mide bağırsak rahatsızlıkları ve ayrıca azalan beyin faaliyeti vasıtasıyla şeklinde gösterir. Pilotlar, kabin ekipleri, yöneticiler, askerler ve uluslararası sporcular gibi çok sayıda “yoğun uçanlar” bu dertten muzdariptir. NADH olumlu etkisi, Washington’daki Georgetown Üniversitesi’nin Nöroloji Kliniği tarafından çift kör, plasebo kontrollü bir Cross-over-araştırmasında kanıtlanmıştır.
Günümüzün hızlı yaşam tarzı sebebiyle insanlar, ellerinde bulunandan çok daha fazla enerji sarf ederler. Bunun sonucu: Pilleri bitmiş ve bir “Burn-Out”sendromu etkisindedirler. Çoğu durumda bu, cinsel işlev bozukluklarına, libido kaybına ve ereksiyon sorunlarına neden olur. Buna, çoğu insanın kolesterol düşürücüler kullanması eklenir. Bunlar kanıtlan- mış olarak testosteron ve östrojen biyosentezini ve böylece de cinsel arzuyu ve sertleşmeyi azaltırlar. Birçok kadın da (Almanya’da % 50’nin üzerinde) sadece menopoz döneminde değil, daha genç yaşlarda da libido kaybı yaşarlar. İstek merkezi, erkekte ve kadında cinsel bölgede değil, beyinde, daha doğrusu hipotalamusta bulunur. Cinsel uyarılma, dopamin tarafından sağlanır. Hipotalamusta az dopamin mevcutsa, işlevsizlik ve libido kaybı şeklinde depresif bir durum oluşur. Bilimsel olarak, NADH’nin dopamin biyosentezini ve böylece erkekte ve kadında cinsel arzuyu uyardığı kanıtlanmıştır. Ve NADH ayrıca Nitroksit üretimini arttırır. Böylece cinsel organlara daha fazla kan ulaşır.
Cilt serumu olarak NADH– emsalsiz NADH cilt serumu, formülü patentli, yenilikçi bir preparattır. Özel bir formülasyonla tek bir aktif maddesi vardır, NADH. Bu formül, NADH’nin cilt içinden taşınmasını sağlar. Burada da ATP enerjisi ve su oluşturur. Bunlar, cildin, canlı, pembe ve kırışıksız olması için ihtiyaç duyduklarıdır.
NADH doğal olarak bu formülle diğer tüm fizyolojik etkileri de sağlar. İster güneş etkisiyle, alerjik reaksiyonla veya ciltle uyumlu olmayan maddelerle gerçekleşmiş olsun, cildin hasarlı hücrelerini tamir eder.NADH cilt serumu, başka kozmetik ürünlerinden bir dizi avantajla farklılık gösterir.
GEÇEN SÜRE | Günde 3 – 6 saat. |
İYİLEŞME SÜRESİ | Anında ve hemen normal aktivitelere dönebilirsiniz. |
BEKLENEN FAYDALAR | Hücresel düzeyde iç ve dış yaşlanmayı tersine çevirir |
TEDAVİ ÖNERİSİ | 7 gün aralıklarla toplam 4-5 seans ve ardından 4-6 Haftada bir kez hatırlatma dozu önerilir. |
RANDEVU | Randevunuzu oluşturmak için şimdi bizi arayın. 0541 676 51 44 |